Türk Ceza Kanunu’nun 29/1 maddesinde düzenlenen Haksız Tahrik, ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirim nedenidir. Türk Ceza Kanunu’nun 29/1 maddesinde Haksız Tahrik, " haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlenmesi" olarak tanımlanmıştır. Bu halde fail suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkisi olan nedenlerden biridir. Başka bir ifadeyle, haksız tahrik halinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemi ölçüde azalmaktadır.
Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a-) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b-) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c-) Failin işlediği suç bu içinde bulunduğu ruhsal durumun tepkisi olmalı,
d-) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalı.
Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlemediği hususu önemlidir. Mağdur ya da maktulden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hallerde haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir. Gerek fail, gerekse mağdurun haksız karşılıklı haksız davranışlarda bulunması halinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hal almışsa, yani tepkide açık bir orantısızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.
Evrensel bir ceza hukuku temel ilkesi olan " kuşkudan sanık yararlanır " prensibi uyarınca bir olayda ilk haksız hareketin sanıktan mı, yoksa maktul ya da mağdurdan mı kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanamaması halinde oluşan kuşku sanık lehine yorumlanarak sanığın TCK 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması gerekmektedir.
Haksız tahrikin varlığı halinde faile, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla, müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde ise verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
コメント